25 Aralık 2011 Pazar

Hastalıklı bir gece iniyordu ağır ağır yüreğime
Aşk gibi basıyordu aniden sormadan
Eziliyordu tüm dünya sanki
Haykırmak istiyordum yüreğimin penceresinden
Yetmez mi bu kadar acı?

Tahammülüm yok bu kalabalığa
Yalnızlık gerek şimdi bana
Anlatılmaz bir şeyler var aramızda
Belki nefret biraz da

Geçip gidiyor herşey bir şekilde
Zaman koşuyor acılarımı sarmak için
Henüz değil zaman ,şimdi değil zaman
Uyumak gerek belki sonsuzluğa kadar

Hastalık yayılıyor tüm yapraklar kurumuş
Beynimde sanki tüm kalabalık
Hırpani ruhum o kadar yorgunum
Tek istediğim gitmek

Terk etmek şehri
Terk etmek seni
Terk etmek tüm kötülüğü
Terk etmek kendimi

Anlamadım belki kimseyi
Anlatamadım biraz da
Dünya dönüyor usulca
Başım dönüyor
Bitmeli bu düş


23 Aralık 2011 Cuma

Anlamak her zaman iyi bir şey değildir.

Bazı ayrılıklarda anlarsın ki aslında ayrılmak için beraber olmak lazım.Anlarsın işte asla seninle olmadığını.Anlarsın sen gözlerinde her anı dakika dakika  biriktirirken onun anılarında bile yerinin olmadığını.Geceler basar ona giden yolları.Sokak lambaları soluklaşır anlamanın yandığı   acımtrak ışıklarda.
Belki bilerek belki bilmeyerek görmezden geldiğin her işaret avuçlarında ışıldadıkça gözyaşlarınla yıkarsın tüm imgeler akıp gitsin toprağa diye.Gömmek istersin bir zamanlar yüreğini uçuran kuşları.
Aynaların gözlerine bakamazsın.Sorular birikir o gözlerde, kaçamazsın.Bilmekten kaçındığın tüm cevaplar onda saklıyken tek tek kendin cevaplarsın çaresizce.Acıtırsın isteyerek ,acınmaktan kaçmak için belki de.Kafanın içinde fırtınalar koparırken o ,özlersin işte fırtınadan sonraki durgun yağmurları.
Bir uçurumun kenarında ''seni seviyorum''diye haykırırken yankısı bile sessizdir anlamanın.Hiç sevilmediğini anlamanın karşılığı yoktur acı sözlüğünde.
Kendini kandırmaya çalırken,soluğu yüreğindeymiş gibi sıcaklık hissedersin bazen.Yüreğin buğulanır ,adını kazırsın yavaşça.Soluklaşır harfler yavaş yavaş ,göremesende oradadır bilirsin.Sevgilinin tek soluğunda ortaya çıkmak için bekler dururlar.
Anlarsın yeniden, böyle kolaysa gitmek, hiç gelmemiştir sana.Sen durduğun yere bakarsın ve anlarsın  hiçliğini ,görürsün olduğun yerdeki sensizliği ,anlarsın  aslında hiç var olmadığını..

Bir aşkın içinden geçerken anlayamazsın üstünden akıp giden dünyayı.İnsanlar birikir bazen,bazen söylenmemiş cümleler gizlenir görmezden geldiğin ,peşine düşmüş tüm korkularından kaçmak istersin aşkın içindeyken.Hiçlik içinde var olmaya çalışmak gibi bir şeydir aşk.İçinde var ederken tüm düşlerini dünyadan yavaşça silinirsin.Kendi masalından düşmemek için son anda tutunduğun tüm cümleler harf harf sökülürken ,boşluğa süzülürsün özgürsündür artık .
Kalabalığın içinde kimsesiz kalırsın.Tüm gözler kapanmışken geceyi arşınlarsın .Durduramadığın dakikaları toplarken kucağında hiçliğin yansır boş aynalarda.

Anlamak;kör bir kuyu gibidir çoğu zaman.Dipsiz karanlık seni içine doğru çeker sen bilmek istedikçe ve kaybolursun dibe yaklaştıkça.O yüzden anlamak iyi bir şey değildir her zaman.

17 Aralık 2011 Cumartesi

Ne zaman seni düşünsem  bir fırtına kopuyor beynimde
ruhum iç organlarıma vura vura öldürüyor kendini hep bu vakitlerde
hep aynı rüzgarlar uğulduyor kulaklarımda
geçip gidiyorum sana dair ne varsa

Hiç tutamadığım sözlerim ,yıkılmış hayallerim
Kalabalığın ortasındaki o yalnızlık hissim
Aşkıma dair ne varsa yerle bir ettiğin zamanlardan geriye bir avuç kemik kaldı
Avuçlarımda sızlayan bir avuç kemiksin artık

Mutlu musun?

İsmini oluşturan tüm harflerden nefret ediyorum sanki
Herşeyi silip atmam gerek tüm bu nefret yavaş yavaş zehirliyor  beni
Tüm sözcükler anlamsız ve ıslak
Siyaha boyuyorum gündüzlerimi artık hep gece

İçimi kazıyorum tüm acabalara cevap bulmak için
Kıpkırmızı gerçeklere bulanıyor parmaklarım
Hiç sevilmediğim kadar sevmişim
Aynalar kızgın kırılıyorlar tek tek
Yüzler yarım ,eksik tüm insanlığın

Yanılgılarıma yansıyor avunamadığım düşlerim
Gülümsemeyen dudaklardan yağıyor cümleler
Saçlarım ıslanıyor
Gölgeler şehre eğik düşüyor

Mutlu musun?









12 Aralık 2011 Pazartesi

Zamanı durdurup başa sarmak kaybettiklerini arayıp bulmak istiyor insan,ilk yanlıştan dönüp huzura kavuşmak istiyor insan.Tüm nefretlerinden arınmak istiyor.Nefret rahat bırakmıyor insanı ,hırsız bir karga gibi tek tek çalıyor tüm duygularını ve başbaşa kalıyorsun karanlığınla.Çok acı çekiyorum kayboldum ...

Hatırlarla dolu bu gece tüm kadehler
Ve tüm gözlerde yansıyan aynı yüz
Kapkara olmuş öfkeden gözlerinde damlalar
Çok yabancı bu yüz ama bir o kadar da ben

Yüreğimde hıçkırıklar gecenin sessizliğinde çınlıyor
Mideme kıvrılmış tüm acılar ruhumu sindirmekte
Tüm hikayaler mutlu bitmez sonunda hıçkıra hıçkıra ağlamak da var
Boş sokaklarda ciğerlerin patlarcasına koşmak da var
Söz konusu aşk olunca..

Kimsesiz bir çocuk benim sana özlemim
Kaybolmuş ve korkuyor
Bir daha hiç sevmemenden
Unutulmaktan korkuyor

Hırçın bir okyanus benim pişmanlıklarım
İçinde keşkelerimle boğulduğum
Islanmış cümlelerim titriyor gecenin ayazında
Yitip gitmiş aşka dair ne varsa

En çok gündüzleri yaşamak zor
Nefes alamazken ,iç organların yer değiştirirken
Yüzünde mutlu bir maskeyle dolaşmak
Oysa geceler çok güzel karanlık açığa çıkarıyor saklananları

Biter mi birgün tüm bu acı
Aniden hiç yaşanmamış gibi döner mi tüm günler teker teker
Unutur mu seni bu ruh hiç değmemiş gibi
Kıvrılıyor aşk üzerime hıçkıra hıçkıra
Unutur elbet unutulur..







5 Aralık 2011 Pazartesi

Ayrılık bunun adı ölüm kokusu sarmış dört bir yanı

Adın saplanmış sırtıma dört bir yanım kan kırmızı

Yanlış yazılmış bir hikayenin iki kahramanıydık biz.

Yalanlar üzerine kurmuştuk krallığımızı

Etrafımızı  kuşatan aşka karşı savaşıyorduk

Yenilgi kaçınılmazdı ardından ayrılık gelir alırdı tüm ganimeti

Ve uzaktan bir ağıt yakılırdı ,tüm yürekler susardı.

Yenilmeden savaşmak mümkün mü aşka

Bir zalim gibi yüreğini ele geçirirken

Delik deşik eder tüm bedenini

Teslim olurken ölümün kollarına

Yine aşkı dilersin