Umurumda mı sanki bu dünya
Kalbim olmadığı kadar kırmızı
Yalnızlık bir kader değilse bir lanet olmalı
Sıradan olmak lazım herkes kadar
Oysa delilik zorluyor tüm sınırlarımı
Hiç anlatmadım kendimi kendime
Tanımadığım bir yabancıyla uyanıyorum her sabah
Aynada gördüğüm yüz ben miyim?
Ya değilsem ..
firat kayimtu
10 Şubat 2015 Salı
Aziz Agustin'in "Zaman, geçici bir şey midir, yoksa her zaman mevcut olmuş mudur" sorusunu ortaya atmasından bu yana 1500 yıldır insanların kafasını kurcalamayı sürdürüyor.
Ortaçağ’da zaman kavramı üzerinde en fazla duran filozof Aziz Augustinus, ünlü “İtiraflar” adlı kitabında şöyle yazıyor; “Zaman nedir? Eminim ki geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa “gelecek” zaman da olmayacak. Peki, nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz yok. Şimdiki zaman sürekli var ise ve geçmişe karışmayacak ise şimdiki zaman değil sonsuzluk olmaz mı? İyi ama şimdiki zaman var olabilmek için geçmişe karışması gerekiyorsa mevcudiyetini yok oluşuna muhtaç olan bir “şimdi”nin varlığından nasıl bahsedilebilir ? Demek ki zaman yokluğa meylettiği ölçüde var olan şeydir.”
Ortaçağ’da zaman kavramı üzerinde en fazla duran filozof Aziz Augustinus, ünlü “İtiraflar” adlı kitabında şöyle yazıyor; “Zaman nedir? Eminim ki geçip gitmiş olmasa “geçmiş” zaman olmayacak. Bir şey gelecek olmasa “gelecek” zaman da olmayacak. Peki, nasıl oluyor da geçmiş ve gelecek var olabiliyor? Geçmiş artık yok. Gelecek ise henüz yok. Şimdiki zaman sürekli var ise ve geçmişe karışmayacak ise şimdiki zaman değil sonsuzluk olmaz mı? İyi ama şimdiki zaman var olabilmek için geçmişe karışması gerekiyorsa mevcudiyetini yok oluşuna muhtaç olan bir “şimdi”nin varlığından nasıl bahsedilebilir ? Demek ki zaman yokluğa meylettiği ölçüde var olan şeydir.”
27 Ocak 2015 Salı
Gecenin karanlığını yırtıyorsun kırık şarap şişesiyle
Oysa umut dolu yumuk yumuktu bir zamanlar o eller
Çocukluk güzeldi,hayaller olacakmış gibiydi
O zamanlar becermiyordu gerçekler ruhlarımızı
Ölü gözlerimiz yoktu o zamanlar
Canlıydık ,dünya rengarenk ve neşeliydi
Oysa şimdi her yer gri ve puslu
Karanlık ve küflü...
Yaşamak yapışmış etine bir lanet gibi
Ucuz şaraplarla kurtulmaya çalışıyorsun lanetten ama nafile
Kalabalıkların içinde kokuyor tenin yok sayıyor tüm burunlar seni
Gözler tiksiniyor senden ,üzerine basmadan görmezden geliyorlar
Oysa sen unutmak için parçalamışsın her zerreni
Kuytu köşelerde bekliyorsun ölümü
Oysa bir zamanlar çocuktun ve umutlarını saklıyordun ceplerinde
Şimdi ceplerin boş kuytu köşelerde
Kimse görmüyor yitik insanlığını
Kapatıyoruz kapılarımızı sıkıca ,bulaşmasın bize yalnızlığın..
FIRAT KAYIMTU
Oysa umut dolu yumuk yumuktu bir zamanlar o eller
Çocukluk güzeldi,hayaller olacakmış gibiydi
O zamanlar becermiyordu gerçekler ruhlarımızı
Ölü gözlerimiz yoktu o zamanlar
Canlıydık ,dünya rengarenk ve neşeliydi
Oysa şimdi her yer gri ve puslu
Karanlık ve küflü...
Yaşamak yapışmış etine bir lanet gibi
Ucuz şaraplarla kurtulmaya çalışıyorsun lanetten ama nafile
Kalabalıkların içinde kokuyor tenin yok sayıyor tüm burunlar seni
Gözler tiksiniyor senden ,üzerine basmadan görmezden geliyorlar
Oysa sen unutmak için parçalamışsın her zerreni
Kuytu köşelerde bekliyorsun ölümü
Oysa bir zamanlar çocuktun ve umutlarını saklıyordun ceplerinde
Şimdi ceplerin boş kuytu köşelerde
Kimse görmüyor yitik insanlığını
Kapatıyoruz kapılarımızı sıkıca ,bulaşmasın bize yalnızlığın..
FIRAT KAYIMTU
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)