23 Ağustos 2014 Cumartesi

Geçmişin tozlu sayfaları arasında kalmış kir pas içindeki anılarım
Fotoğraflardaki onlarca kadın yüzü kimisinin  ellerinde çiçekler
Hiç sevemedim  demetlenmiş çiçekleri onlar gibi
Ben çiçeklerin içinde koşmayı sevdim
O yüzden sevdiğim adamlar süslü çiçeklerle bana hakaret etmediler hiç


Anımsıyorum da sevdiğim erkeklerin gözbebeklerinde yokluk vardı çoğu zaman
Yokluk yutuyordu beni sonra tükürüyordu insafsızca ortalığa
İnce ince sızıyordu iç kanama geçirip iflas ediyordu inançlarım
Oyun alanlarına ait değildim ama çocukken severdim aslında
Bir sirk ucubesi gibi kalakalmıştım hokkabazların içinde

Umutlarımın kanatları yanıyordu her zirveye çıkışımda
 Ardından dağılan kemiklerimi topluyordum yılmadan
Zor zamanlardı o zamanlar
Şimdi gölgem bile eğri büğrüyse  bakamıyorsam gözlere
Hep o zamanlardaki yokluktan ...


Fırat KAYIMTU





16 Ağustos 2014 Cumartesi

Bu ülkede kadın olmak gittikçe zorlaşıyor. Erkeklerin kadınlar üzerinde sürekli baskı kurmaya çalışması,onları aşağılaması,kendilerinden utandırıp,kendi ahlaksızlıkları yüzünden kadınları suçlamalarından ve ''kadınlar ! tecavüze uğramak istemiyorsanız kapanmanız şart!!'' diye düşünen sapkın zihniyetli erkeklerden bıktım artık.
Erkek egemen toplumların yıllardır kadını, farklı toplum ve dinlerde sürekli zaptedilmesi gereken ahlaksız bir cinsiyetmiş gibi aşağılaması aklıma tek bir soruyu getiriyor. Erkekler kadınlardan korkuyor mu?
Sanki kadını sürekli aşağılayarak örtülere  sarıp sarmalamaya çalışarak kendinden utanmasını sağlayarak ,döverek,hatta öldürerek bu korkularından kurtulmaya çalışıyorlar.
Hükümetler bile kadından korkuyor olmalı ki sürekli kadınların namusuyla,kaç çocuk doğurmasıyla ,saçıyla başıyla bu kadar uğraşıyor. En son kadınların kahkaha atmasını eleştirip gülmesinden bile rahatsız olan bu erkek zihniyetleri,  bahane olarak namusu öne sürüyorlar  yine. Namus sadece kadında olmalı sanki. Bu namus kadının saçında, gözünde,kalçalarında,göğüslerinde,bacak arasında hatta kahkasında ..Kadının vücuduna  eşit oranda dağılmış gibi sanki. Erkeğin neresinde diye soracak olursanız.Erkeğin ne aklında,ne kalbinde,ne gözünde kaşında ne de bacak arasında ..Erkeğin ruhunda da vücudunda da tek bir namus belirtisi olduğu düşünülmüyor sanırım. Sadece kadında var bu namus.Ve bu namusu korumanın en etkili yolu kadını öldürmekmiş gibi her geçen gün kadın cinayetleri artmakta.
 ''Namusu taşıyan olmazsa korumaya da gerek kalmaz .''
Peki kadının namusunu kimden korur bu erkekler? Hayvanlardan mı?Bitkilerden mi yoksa uzaylılardan mı?
Erkek kadına yüklediği bu namusu yine erkekten korumak için kadını kapatır,hapseder ve gerektiğinde kadını öldürür. Erkeğin kendiyle savaşında yenilen kadın olur.Burada çok büyük bir paradoks yok mu?
Fransız psikiyatr Jean Cournut kitabında ;''Aslında erkekler kadınlardan, gerçekten neden korktuklarını bilmedikleri için korkarlar''demiştir.
Cournut, şöyle diyor: ‘Dünyada sağduyudan daha fazla ve en iyi paylaştırılmış şey cinsiyet farklılığıdır. Bu farklılık erkeklerin tarih boyunca kadına hükmetmesine neden olur.
Eski Yunan'da, yani Atina'da kadın yoktur, kadın yurttaş kabul edilmez. Ama muzaffer erkek kahraman Herakles kendi içinde kadınlığın da olduğunun farkına varır. Kraliçe Omphale'nin dizlerinin dibinde iplik büker, onun entarisini giyer ve Nessos'un gömleğini sırtına geçirdiğinde 'bir kadın olarak acı çeker.Erkekler Herakles'in acılı kadınlığından korkar..

Belkide içlerindeki annelerinden aldıkları X kromozomundan korkuyorlardır bilemiyorum.
Kadın ve erkeği ayıran kromozomlar nasıl oluyor da erkeğin içinde böylesi bir karmaşaya yol açıyor. Zekayı X kromozomunun  taşıdığını biliyoruz.Bu X kromozomu anneden çocuğa geçiyor.

Peki Y kromozomu? Babadan oğula neredeyse değismez bir şekilde aktarılıyormuş.Yapılan arastırmalara göre su an yeryüzünde yasayan tüm erkeklerin Y kromozomları 50.000-60.000 yıl önce yasayan atalarının Y kromozomuyla %99,99’dan daha fazla bir benzerlik taşıyormuş.. Belki de tüm suçlu mağara adamının hiç değişmeden bugüne kadar gelmiş olan  Y kromozomudur. Bazı erkeklerin içinde tutamadıkları bu ilk insan yüzünden kadına bu kadar hiddetlidirler. Ah  bu kromozomlar kromozomlar ... Hızlı hızlı tekrarlayalım ..
Bilim adamı değilim ,bütün erkekler aynı diye bir genelleme de yapamam sadece
 yüzyıllardır kadınlara yapılan eziyetlerin sebebini  anlamaya çalışıyorum.

Tarihe  baktığımızda kadın erkek ayrımcılığı dinlerdeki olumsuz inanç ve hükümlerle meşruluk kazanarak giderek arttığını görüyoruz.Köleci toplumla ve tek tanrılı dinlerle birlikte kadın ezilen, sömürülen bir meta haline geldi. Çok tanrılı dinlerde tanrıça ve kraliçe konumunu koruyan kadın, tek tanrılı dinlere geçişte tanrıların erkekleştirilmesiyle bu konumunu da kaybetti.
Mitolojilerin bazılarında da kadınların her türlü kötülüğün kaynağı ve sebebi olduğu ifadelerine çok sık rastlarız.
Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de Yahudi Mitolojisinde bahsi geçen  Lilith'dir.Lilith , Adem’le birlikte yaratılan ilk kadındır ve Adem’in eşidir. Ama Adem’le anlaşamaz, sürekli tartışır, çekişir. Adem’e tabi olmayı reddeder. Ve dünyaya kovulur. Cinlerin kralı şeytan Şamael’le tanışır. Onunla beraber olur. Artık Lilith’in adı “Dişi şeytan” dır ve kadın şeytana dönüşmüştür. Ademoğullarının düşmanı ve bebeklerin katili olmuştur.
Lilith İbranice'de "geceye ait olan" anlamına geliyor. Adından da anlaşılacağı üzere, çağlar boyu kadınlara yakıştırılabilecek bütün olumsuz özelliklerin taşıyıcısı olmuş.Baştan çıkarıcı, fahişe, cadı, vampir, cinlerin başı, gece canavarı onun ünvanlarından bazıları. Saf, edilgen cinselliği ancak yasak meyveyi tadınca öğrenen Havva'nın tersine, başından itibaren gücünün ve cinselliğinin bilincindedir ve yeri gelince kullanmaktan da çekinmez.
Kendi başına buyruk, zapt edilemez, denetlenemez olduğundan, özellikle tek tanrılı din adamlarının sürekli baskı altına almaya çalıştıkları bir kadın örneği, erkeğin kadına ve cinselliğe duyduğu korkunun bir simgesi aslında. Dolayısıyla ölümlü insanların arasında yeri yoktur. Yeri; bilinmeyen, açıklanmayan kötülüklerin geldiği karanlık güçlerin dünyasıdır.
İyi ile kötüyü ayırt etmeyi sağlayan ağacın yasak meyvesinden yemediği için ölümsüz kalmış, cennetin yakınlarındaki bir dağ geçidinde şeytanlarla birleşerek Şeytan'dan "Lilim" adı verilen çocuklar doğurmuştur. 
Adem'le eşit olduğunu söyleyip bunda ısrar ettiğinden, asağılanan ve yüzyıllardır hakkında ileri geri konuşulan güzel kadın. Efsaneye göre sonrasında zaten itaatkar Havva yaratılmıştır..

Bu efsanede anlatılmak istenen şey;Eğer erkeklerle eşit olduğunuzu düşünürseniz şeytana uyarsınız,şeytanlaşırsınız , erkeğe itaat edin yoksa cehenneme gidersiniz..

 Günümüzde kadın artık eskisi gibi cahil değil,modern hayatla beraber her alanda erkek kadar güçlü ve zeki olduğunu kanıtlamış durumda. Bunu görmek şaşırtıcı değil elbette.Eskiden kadınlar eğitimsizdi bir de buna kas sisteminin zayıflığı eklenince erkeklerin kadınları korkutup sindirmesi elbette çok kolaydı..Allah insanı yaratırken erkeği kadından niye üstün yaratsın ki veya kadını erkekten.Kadına kötü ve dizginlenmesi gereken o yüzden sıkıca kapatıp evden çıkmamalı diye düşünen zihniyetlere bir kadın olarak şöyle diyebilirim; Erkekler olmasa insan tecavüze uğramaz evet insan diyorum hatta hayvanları da katabilirim çünkü sapkın bir erkek;kadın,erkek,hayvan ayırmaksızın içindeki açlığı bastırmak için ne gerekiyorsa yapabilir. O yüzden kadını eve kapatmak hiçbir zaman çözüm olmaz .Belki de erkek kadından bu yüzden korkuyor.Kendi zayıflığının sebebini kadına yüklüyor. Kadını suçlayıp yaptığı herşeyden sıyrılmak daha kolay geliyor.Görüyorsunuz ki erkeği yerden yere vurmak da çok kolay o yüzden içimizde yaşattığımız her kötülük veya iyilik için karşımızdakini değil kendimizi suçlamalıyız.Ve daha iyi nasıl olabilirim diye düşünmeliyiz.
Böylece kadını kullanarak siyaset yapmaya çalışan ve sürekli dinden bahsedip yapmak istedikleri zulümleri Allah istiyormuş gibi göstermeye çalışan bu kadın düşmanlarına KAPATIN O KOCA AĞZINIZI diyebilmeliyiz.

İnsan ikiye ayrılır kadın ve erkek.İnsanın neslinin devamı bu iki cinse bağlıdır.Bunu unutmayın ve erkek çocuklarınızı ahlaklı yetiştirin ki kadınların cinsel bir obje olmadığını kendi gibi bir insan olduğunun farkına varsın.Kadını erkekten ayırmak isteyen böylece içlerindeki kötülüğü dindirebileceğini sanan bu erkeklere karşı durabilen kadınlar olmalıyız.En büyük görev yine kadınlara düşüyor.Kadın kapatılması gereken bir canlı değil lütfen artık bunu bir hakmış gibi istemeyi bırakın. Erkeklere neden bizden bu kadar korkuyorsunuz diye sormalısınız..

FIRAT KAYIMTU